BÜYÜK ÇINAR AYSEL GÜREL
“Aysel Gürel’den Bugüne: Türk Pop Müziğinin Değişen Dili”
Türk müziği, özellikle de pop müziği, yıllar içinde önemli bir evrim geçirdi. Bu evrimin mihenk
taşlarından biri de şüphesiz Aysel Gürel’dir. Pop müziğin “eğlencelik” olarak görüldüğü bir coğrafyada
bile derin, anlamlı ve etkileyici şarkı sözleriyle, Türk müziğinin dilini ve ruhunu yüceltti. Onun kaleme
aldığı şarkılarda, sadece aşk değil, günlük sözler değil, hayatın tüm yüzleri, insan ruhunun en hassas
köşeleri ve hayattaki en içten duyguları vardı. Ancak bugün aynı derinliğe ulaşmak pek kolay değil,
hatta giderek daha çok argo ve küfür içeren sözlerle karşılaşıyoruz. Bu noktaya nasıl geldik? Toplum
olarak bu değişim süreci bizleri nasıl etkiliyor ? Yaşanılan bunca olumsuzlukta farkında olmadan şarkı
ve şarkı sözlerinin etkisi altında kalıyor muyuz ? Davranışlarımıza sirayet ediyor mu? Çok zengin bir
içeriğe sahip olan güzel Türkçe dilimizi yozlaştırıyor muyuz ? Hep beraber özeleştiri yapmamız ve
düşünmemiz gerekiyor.
Aysel Gürel, yalnızca bir söz yazarı değil aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine inen bir
sanatçıydı. Toplum gözlemleyicisiydi. Onun kalemi, aşktan ayrılığa, umuttan acıya, hüzünden sevince,
hasretten hayal kırıklıklarına kadar pek çok temayı sıradan sözlerle değil, derin anlam ve manayla
yoğrulmuş bir dille ifade ederdi. “Vur Yüreğim”, “1945”, “Dünya Tatlısı” ve “Bir Vurgun Bu Sevda” gibi
bir çok şarkısını dinlediğimizde aslında geçmişimize, hislerimize, ve belki de kendimize ait bir parça
bulduğumuz için hala kıymetlidir. Şarkılar sadece notalardan ibaret değil; Bazen bir hayat hikayesi,
bazen bir içsel fırtına, bazen de zamansız bir sevda olduğunu Aysel Gürel’in kalemi bize hep hatırlatır.
Aysel Gürel’in bıraktığı mirası ve onun sanatla topluma kazandırdığı değerleri hatırlamalıyız. Dilimizi
zenginleştiren ve hayatımıza derinlik katan bir sanat anlayışını yaşatmaya ihtiyacımız var.
