Sevgili “Sanat Şeysi” platformu takipçileri, dilimize-Türkçemize uzun yıllar içersinde pek çok sözcük, terim, deyim kazandırmış bir mizah yazarı ve çizeri olarak, “CİHAN DEMİRCİ’DEN LAFORİZMALAR” ile karşınızdayım…
“Laforizma” sözcüğü de tıpkı “Geyik Muhabbeti” gibi, “Espirin” gibi benim üretimim olan bir sözcüktür. 80’lerin başlarında “Geyik Muhabbetleri” adını verdiğim yeni bir mizah tarzını, 90’ların başlarında önce “Espirin”, ardından da “Laforizma” sözcüklerini yaratarak sürdürmüştüm.
Bizim Laforizmaların en yakın akrabası dilimize Fransızcadan geçmiş olan “AFORİZMA”sözcüğü, tahmin edeceğiniz gibi… Ben 30 yılı aşkın bir süre önce onun başına bir “L” ekleyerek “LAFORİZMA” yapmıştım… Aforizmanın sözlüklerdeki karşılığı ise: Özlüsöz, özsöz… Bizim Laforizma için de “SÖZÜN ÖZÜ” denilebilir…
“LAFORİZMALAR” adını verdiğim bu kısa esprileri, hayat dipnotlarını 1995-1997 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesinde Deniz Som’un “Vaziyet” isimli köşesinde, 1997-2002 yılları arasında da Milliyet Gazetesi’nde Melih Aşık’ın “Açık Pencere” adlı köşesinde sürdürdüm. Sonrasında Laforizmalar başka gazetelerde, dergilerde yer aldı ve iki kez kitap oldu, ardından sosyal medyada, internet ortamında sürdürdü sözün özü yolculuğunu, an geldi tv yarışmalarında soru olarak çıktı karşımıza ve şimdi de “Sanat Şeysi”nde buluşuyor sizlerle…
O zaman sözün özünü daha fazla uzatmadan başlasın artık LAFORİZMALAR!..
Mizahçı kim midir?.. Mizahçı; bir başkasının ayağına basıldığında, kendi ayağına basılmış gibi çığlık atan kişidir!..
Hayattayken bir otopsi yapılsa aslında yaşamadığı ortaya çıkacak pek çok insanın!..
Her şeyimiz taksitle olsa da, hükümleri peşin ödemeyi severiz!..
Belleği olmayan toplumlar dönüp dönüp bugünlerini avuçlar!..
Her insan hedefine ulaşır, ancak çoğunluk bunu sadece bir spermken başarır…
Farkında mısınız ‘Varlık’ sözcüğünün kısaltılmışına ‘Varoş’ deniyor artık bu ülkede!..
Yaratıcı özelliği olmayan insanlar hayatları boyunca gündem yaratmaya mahkumdur!..
Ne zordur bilir misiniz?.. Gölgesinden bile korkan insanların sürekli gölgesinde yaşamak!..
İnsan beyninin yüzde 85’i sudan oluştuğuna göre; “Beyni sulandı” demenin pek bir anlamı yoktur!..
Gerçek yalnızlıklarda insan hep kendine sarılırken ‘değerli’ diye yutturulan çakma yalnızlıklarda sadece ‘yalana’ sarılır…
ŞEYTAN DİYOR Kİ: “Ulan insaoğlu, bana bir kere bile sormadan, yıllar yılı hep ‘Şeytan Diyor ki’ diye benim adıma konuşup durdunuz, artık öyle bir hale geldiniz ki, sizin bana zerre kadar ihtiyacınız da kalmadı haaa!..”
Ülkenin adı Türkiye ise, o ülkede; insanların ömür ortalamasına değil ömür törpüsü ortalamasına bakacaksın!..
Büyük hırsızların cenneti haline gelmiş bir ülkede artık hırsız olmanız değil “Kimin hırsızı” olduğunuz önem taşır!..
DİK DUR, EĞİLME!..
Çünkü bilemiyoruz arkandaki kalabalığın ne kadarı seninle?..
Zekâya seslenen bir mizah yapmak bu coğrafyada giderek sadece acı veriyor… Sonuçta artık burası; IQ testinde bir şey çıkmadı diye sevinenlerin ülkesi!..
ADALET’in yok edildiği toplumlar sonu ‘alet’le biten başka bir sözcüğe alet olurlar ki, o alet CEHALET’tir!..
“Buralar eskiden hep dutluktu!..” Lakin epeydir dut yemiş bülbül oldu!..
“Bu ülkede her şey tersine işler, o yüzden doğruyu görmek için amuda kalkmak gerekir!..”
Gülmesini bilen aslında hüznüne de güç katar!..
“Ciddiyetini yitirmiş toplumlar en ciddi insanlar aslında mizahçılardır!..”